1 Nisan 2013 Pazartesi

Gitmek


Kuşlar gibi özgür olabilmek ne kadar güzel olurdu değil mi? İstediğiniz her an, istediğiniz her yere uçup gidebilme hayaliyle yaşayan o kadar çok insan var ki şu dünyada...


Gitmek gerekiyor ara sıra. Kimseye açıklama yapma zorunluluğu olmadan, sadece gitmek. Nereye olduğu bile önemli değil aslında. Ağaçların, tarlaların, yolların akıp gitmesi yeterli. Yeni yerler keşfetmeye de gerek yok. Belki de yıllardır huzur bulduğunu bir yer vardır. Önemli olan gidilen yer değil zaten. Gitmek gerek sadece...

Yolda olmanın hissettirdikleri bile farklı. İçinde tükenmek bilmeyen bir heyecan varken, nasıl kötü hissedebilirsin ki? Bisikletle gitmişsin, yürüyerek gitmişsin, arabayla gitmişsin... Hiç farketmez. Önemli olan gitmek demiştik ya hani, evet, önemli olan gitmek.

Fotoğrafa da gerek yok. Görmek yeterli. Hatta görmeye bile gerek yok, hisset yeter. Gittiğini hisset. Duyduğunu hisset. Gördüğünü hisset. Ama hissetmeden gitme. 


Gittiğin zaman göreceksin ki hayatındaki renkler değişecek. Yeşilin daha farklı yeşillerde olabildiğini göreceksin. Mavinin bazen açık, bazen koyu olduğunu göreceksin. Sarının her yerde farklı farklı hüzünler getirdiğini hissedeceksin.

Kokular bile farklı gelecek artık. Bir menekşenin kaç farklı şekilde kokabileceğini bileceksin. Bir üzümün ne kadar farklı tatlara sahip olabileceğini anlayacaksın. Çok şey öğreneceksin. Çok şey bileceksin. Çok okuyan mı çok gezen mi demişler ya, o cümledeki çok gezen olacaksın işte.


Sadece gitmek lazım bazen;

Bir şeylere ulaşmak için değil, ulaşılmışın ötesini görebilmek için...

Anlam yüklemek için değil, anlamları derinleştirmek için...
Yüklediğin anlamların değerini anlamak için.

Uzaklaşmak için değil, yakınlaşmak için gitmek lazım...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder