29 Aralık 2012 Cumartesi

58mm ile Çıkıp 15 Yıl Yaşlanmak

Evet sevgili okur, ilginç bir başlık gibi duruyor. Bana da öyle gelmişti zaten :)
Ama önce bir oturun, güzel bir müzik açın. Alın elinize kahvenizi. Zira anlatacaklarım çok heyecanlı bugün. 

 

Gün içinde aldığımız kararların hayatımızı ne kadar etkilediğinin farkında mıyız acaba? Hiç denediniz mi bu konuda düşünmeyi? Ben düşündüm bugün. Hem de çok güzel bir olay buna sebebiyet verdi.



Soğuk bir gündü bugün. Yapraklar da kurumuştu zaten. Zamanın ne kadar çabuk geçtiğini yapraklardan iyi anlatan ne var ki çevremizde? Düşünsenize, dün yemyeşil olan bir orman, ertesi gün size sonbaharın geldiğini gösterebiliyor. Sapsarı her yer.

Bugün benim için sarı bir gündü. Soğuk ve sarı (evet kış aslında mavi ama olur öyle, bozma, sarı güzel gidiyor şu an :) )

Kararlarımız çok etkiliyor hayatlarımızı. Mesela bugün fotoğraf makinama 58mm objektif takmasaydım, belki de hayatın bu kadar sarı olduğunu farkedemeyecektim. Bana çok daha canlı renkler verebilirdi başka bir objektif. Ama seçimimi yapmıştım bir kere. Evren de buna göre bir yol çizmeye başladı karşıma...

Belki de bugün o güzel kafede kahvaltı etmeseydim, o güzel kahveyi içmeyecektim (Irish cream cappuccino, hayatın en güzel tatlarından birisi!). O güzel kahveyi içmeseydim, belki de o yoldan sola değil de sağa dönecektim.

Sola dönmeseydim, belki de fotoğraf makinemi hiç çıkartmayacaktım çantasından. Belki de hiç fotoğraf çekmeden eve dönecektim.

Fotoğraf makinemi hiç çıkartmasaydım gün ışığına, belki de insan fotoğrafı çekmek istemeyecektim. 58mm' nin yanımda olduğu aklıma bile gelmeyecekti belki de.

Fotoğraf çekmek için hazırlandığımda, müzik dinlemeye karar vermeseydim, belki de bugün her zamanki günlerden birisi gibi olacaktı. Kulaklarımda Scorpions notaları (When You Came Into My Life) dolaşmasaydı, belki de o sevdiğim kafeye gitmek aklıma gelmeyecekti.


Ama işte dedim ya, kararlarımız çok şey değiştiriyor hayatımızda. Ben kahve içtim, sola döndüm ve müzik dinlerken fotoğraf çektim. Çektiğim kuş fotoğrafı, beni o kafeye götürdü. Çünkü kafenin logosunda kuş var :)
Aklıma geldi, uzun zamandır gitmiyorum, gitsem ne güzel olur dedim, ve gittim...

Belki de geçtiğimiz akşamlardan birisinde, arkadaşlarımla buluştuğumda Guinness içmeseydim, bugün gittiğim kafede garsona o anıyı anlatamayacaktım.

O anıyı anlatmaya karar verdiğimde, belki de farklı bir garsonla konuşuyor olacaktım. Ama işte, evren önünüze bir kere çiziyor yolu :)

Guinness' in İrlanda' da fabrikasında sertifika dağıttığını anlattım. Sertifikalı barmen olabileceğinden bahsettim. Ve soğuk kış günlerinde içimizi ısıtacak bir Bailey's içmenin tadından bahsettik. Sonra St. Bernard köpeklerinden bahsettik. Boyunlarında taşıdıkları konyaktan bahsettik. Garson bir ara, eskiden nerede yaşadığından bahsetti.



15 yıl önce ben, çok soğuk bir yerde yaşıyordum. Soğuk havaya rağmen sıcacık arkadaşlarım vardı. Malesef neredeyse hepsiyle bağlantımız koptu, her birimiz ülkenin farklı uçlarında yaşantılarımıza devam ettik.

Ben bugün o kafeye gitmeseydim, 15 yıl önceki o arkadaşımla karşılaşamayacaktım :) Evet evet, 15 yıl önce yaşadığım o soğuk yerdeki, sıcacık arkadaşlarımdan birisi, bugün kafede konuştuğum o garsondu :) Dünya ne kadar küçük görüyor musunuz :) 15 yıl sonra, o soğuk yerden tam 1200km uzakta, bugün, bir kafede karşılaştık.

Ben bugün 58mm' yi takmasaydım fotoğraf makinama, 15 yıl öncesini hatırlamayacaktım. Sabah aldığım küçücük bir karar, beni 15 yıl eskiye götürdü bugün.

İşte böyle benim hikayem. 58mm ile 15 yıl yaşlandım :) Hayat kısa, anılar uzun. Kararlar anlık, yaşanmışlıklar sürekli. Dünya küçük, yürekler büyük.

Ve hayat sarı... Kimi zaman sıcak, kimi zaman hüzünlü. Ama sarı. Nasıl baktığınıza bağlı sadece.

En güzel anlarınız her anınız olsun :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder